Rusya'dan dikkat çeken açıklamalar: Kürt sorunu tüm ülkelerde de patlak verebilir

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye’de Kürtlerle yürütülen “özerklik ve ayrılıkçılık oyunlarının” bölgede yeni krizleri tetikleyebileceği uyarısında bulunarak, “Kürt sorunu yalnızca Suriye’yle sınırlı kalmaz, tüm bölge ülkelerinde patlak verebilir” dedi.

Asopress - Suriye'nin Halep kentinde Kürt nüfusunun yoğun olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiyye mahalleleri'nde 6 Ekim'de Şam kontrolündeki silahlı gruplar saldırı düzenlemişti. Saldırının düzenlendiği günlerde aynı zamanda Şam, Özerk Yönetim ve ABD'li yetkililer de görüşmeler alıyordu.   Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Rûdaw'ın sorularını yanıtlayarak, "Bu ayın 6'sında Halep'in Eşrefiyye ve Şeyh Maksud mahallelerinde patlak veren çatışma ve gerginlikten endişe duyuyoruz" açıklamasında bulundu. Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Russia Today’a açıklamalarda bulunarak “Suriye Kürtleriyle ‘özerklik ve ayrılıkçılık’ için oynanan oyunlar somut bir sonuca ulaşırsa, Kürt sorunu bölgedeki tüm ülkelerde patlak verebilir. Bunlar ciddi riskler” ifadelerini kullandı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Suriye Kürtleriyle ‘özerklik ve ayrılıkçılık’ için oynanan oyunlar somut bir sonuca ulaşırsa, Kürt sorunu bölgedeki tüm ülkelerde patlak verebilir. Bunlar ciddi riskler” ifadelerini kullandı. Russia Today’a açıklamalarda bulunan Lavrov Rusya’nın, “Suriye, içişlerine müdahalenin sonlandırılması konusunda” kararlı bir politika izlediğini belirterek, ”Suriye topraklarının geniş bir kısmı yabancı güçlerin kontrolü altında ve bu güçler Şam’ın davetiyle orada bulunmuyor.” dedi. Lavrov ayrıca, “İster Şam üzerinde ister ülkenin geri kalan bölgelerindeki çeşitli etnik, mezhepsel ve siyasi gruplar üzerinde olsun, durum üzerinde etkisi olan tüm ülkeler, Suriye’nin birliğinin kendi çıkarlarına olduğunu anlamalıdır.” diye de ekledi. Lavrov son olarak, “Suriye Kürtleriyle özerklik ve ayrılıkçılık konusunda oynanan bu oyunlar somut sonuçlara yol açarsa, Kürt sorunu bölgedeki diğer tüm ülkelerde de patlak verebilir ve ciddi riskler oluşturabilir.” ifadelerini kullandı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Rudaw'a yaptığı açıklamalar ise şu şekilde: Suriye'deki siyasi çözüm için diyaloğun önemine dikkat çeken Zaharova, "Suriye'de uzun vadeli bir istikrarın sağlanması için geniş kapsamlı bir diyaloğa ihtiyaç var" ifadelerini kullandı. Zaharova ayrıca, Suriye'deki tüm etnik ve dini grupların hak ve çıkarlarına saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, ülkesinin "Suriye'nin egemenliğinin, birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına" olan desteğini tekrarladı. Maria Zaharova, Suriye Halk Meclisi seçimleriyle ilgili olarak ise şunları söyledi: "5 Ekim'deki Suriye Halk Meclisi seçimlerini takip ettik. Seçimler, karmaşık bir askeri ve siyasi ortamda gerçekleştirildi ve Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerinde yapılamadı." "Kürdistan Bölgesi'nin petrol ihracatını olumlu görüyoruz" Zaharova, Kürdistan Bölgesi'nin petrol ihracatına yeniden başlamasıyla ilgili olarak, "Kürdistan Bölgesi'nin petrol ihracatına yeniden başlamasını olumlu karşılıyoruz" dedi. Zaharova toplantıda soruları da cevapladı. Rûdaw muhabirinin Zaharova’ya sorduğu sorular ve Zaharova’nın cevapları şöyle: Rûdaw: Geçtiğimiz ay Kürdistan Bölgesi ile Irak arasında petrol anlaşması imzalandı ve Kürdistan Bölgesi'nin petrol ihracatı yeniden başladı. Rusya'nın bu adıma ilişkin tutumu nedir? Maria Zaharova: 27 Eylül'de Kerkük-Ceyhan boru hattı üzerinden Irak petrolünün ihracatı yeniden başladı. Bildiğiniz gibi bu petrol boru hattı Mart 2023'ten beri kapalıydı. İhracatın yeniden başlaması, Federal Hükümet ile Kürdistan Bölgesi arasında Doğal Kaynakların Yönetimi çerçevesinde varılan anlaşmayla mümkün oldu. Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani bunu tarihi bir olay olarak nitelendirdi. Bağdat, bunun diğer sorunların da hızla çözülmesi için bir başlangıç noktası olmasını umuyor. Kendi adımıza, bu gelişmeyi olumlu karşılıyoruz. Bu çerçevedeki çabaların tüm Irak halkının çıkarlarına hizmet ettiğine inanıyoruz. Rûdaw: Suriye'de seçimler yapıldı. Dürziler ile Kürtler seçimlere katılmadı. Rusya'nın seçimlere ve Kürtlerle Dürzilerin dışlanmasına ilişkin tutumu nedir? Maria Zaharova: Suriye Arap Cumhuriyeti Halk Meclisi'nin 5 Ekim'deki seçimlerini yakından takip ettik. Bildiğiniz gibi, önceki üyelerin görevlerine bu yıl 29 Ocak'ta Şam'da düzenlenen Suriye devriminin zaferi konferansı kararıyla son verilmişti. Suriye Hükümeti'nin bu yıl 13 Mart'ta Suriye Devlet Başkanı tarafından onaylanan açıklamasına göre 140 kişi seçildi ve üçte biri (70 kişi) devlet başkanı tarafından atanacak. Seçimler, karmaşık bir askeri ve siyasi kriz ortamında gerçekleşti. Bu koşullar altında yetkililer, Şam'ın kontrolünde olmayan ülkenin kuzey, doğu ve güney bölgelerinde seçim yapmama kararı aldı. Biz bu seçimleri, Suriye liderliğinin devlet kurumlarının işleyişini iyileştirme, ülkenin istikrarını güçlendirme çabaları kapsamında önemli bir olay olarak görüyoruz. Parlamentonun kurulmasının, Suriye halkının talepleri doğrultusunda Suriye'de etkili ve sürdürülebilir bir yönetim sistemi kurulmasına yönelik önemli bir adım olacağını umuyoruz. Yeni Suriye Halk Meclisi'nin tüm tarafları temsil etmesini ve etnik veya dini ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşların hak ve çıkarlarını güvence altına almak için ulusal birliği sağlamanın gerekli koşullarını yaratacak işler yapmasını umuyoruz. Rûdaw: Bu ayın 6'sında Halep'in Kürt mahallelerinde Suriye hükümetine yakın silahlı gruplar ile Kürtler arasında çatışmalar çıktı. Rusya'nın bu gerginliklere ve Suriye Demokratik Güçleri ile Şam arasındaki artan gerilime ilişkin tutumu nedir? Maria Zaharova: Yayınlanan raporlara göre, 6 Ekim'de Suriye'nin kuzeyindeki Halep şehrinde durum oldukça gerginleşti. Kürt silahlı grupları ile hükümet güçleri arasında Şeyh Maksud ve Eşrefiyye mahalleleri çevresinde çatışmalar yaşandı. Sonuç olarak can kayıpları ve yaralanmalar oldu. Ateşkes yapıldı ve şu anda uygulanıyor. Suriye Savunma Bakanlığı, Şam ile DSG arasındaki 10 Mart Anlaşması'na bağlılığını açıkça yineledi. Evet, Suriye'deki bu gerginliklerden ve artan tansiyondan endişe duyuyoruz. Tarafların şiddete son verilmesini sağlayan siyasi iradesini memnuniyetle karşılıyoruz. Daha fazla kan dökülmesini önlemek ve uzun vadeli bir çözüm elde etmek için gerekli koşulların sağlanacağını umuyoruz. Şüphesiz sivil kayıplarının önlenmesi önemlidir. Suriye'de güvenilir ve uzun vadeli istikrarın yaratılmasının, ulusal birliği güçlendirmek amacıyla tüm etnik ve dini grupların hak ve çıkarlarına saygı gösteren geniş kapsamlı bir diyalog gerektirdiğine inanıyoruz. Bu vesileyle Suriye'nin egemenliğini, birliğini ve toprak bütünlüğünü korumaya olan desteğimizi yineliyoruz. Haber Merkezi