Asopress - Binlerce yıl önceki volkanik patlamalar sonucu bölge, bazalt lavlarıyla kaplanmış ve 1.957 metre yüksekliğiyle Karacadağ, bölgenin en yüksek noktalarından biri olarak dikkat çekiyor. Bazalt konileri, jeologlar ve doğa tutkunlarının ilgisini çekerken, dağ yalnızca jeolojik yapısıyla değil, zengin biyoçeşitliliği ve bitki örtüsüyle de öne çıkıyor.

Bölgede yaklaşık 600 bitki türü yaşamaktadır; bunların 32’si Türkiye’ye endemiktir. Geniş düzlükler ise çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Doğa Derneği verilerine göre, Karacadağ’da tespit edilen kuş türü sayısı en az 250’dir. Göç rotaları açısından kritik öneme sahip olan dağ, zengin yer altı su kaynaklarıyla da biliniyor.

Ancak 2024–2025 döneminde yaşanan yağış azalması ve artan sıcaklıklar ekosistemde ciddi sorunlara yol açtı. Endüstriyel hayvancılığın yaygınlaşması bitki örtüsüne zarar verirken, azalan yağışlar biyoçeşitliliği ciddi şekilde tehdit ediyor. Hayvancılığa açılan alanlar ve “kalkınma” adı altında dayatılan projeler, Karacadağ ekosisteminin taşıma kapasitesini zorluyor.

Karbon salımı yüksek hayvancılık faaliyetleri ve iklim krizini derinleştiren monokültür tarım uygulamaları, kırılgan ekosistemi telafisi mümkün olmayan bir çöküşe doğru sürüklüyor. Şanlıurfa’da hayvancılık için alternatif mera alanları yaratılmaya çalışılsa da bu girişimler henüz başarıya ulaşamadı.

Karacadağ’da özellikle su kaynaklarının azalması nedeniyle birçok dere kurumuş durumda.

Haber Merkezi