Eski HDP Milletvekili: DEM Parti’nin tarihsel misyonu yalnızca iktidarı eleştirmek değil

Asopress - TBMM'nin 28'inci Dönem 4'üncü Yasama Yılı açılışı kapsamında düzenlenen resepsiyonu ve açılışında ortaya çıkan fotoğraf kareleri tartışma yaratttı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncar Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekilleri, İmralı Heyeti, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri ve DEM Parti Milletvekilleri'nin de katıldığı Program'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çekilen fotoğraflar sosyal medyada tartışma başlattı. 
 
Resepsiyonda DEM Parti Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin yanına gelen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM Partililerle tokalaştı ve Genel Kurul'da tokalaşmadığı DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlları'nın elini sıkarak "kusura bakmayın, bugün böyle bir hatamız oldu" dedi. Öte yandan mecliste bulunan muhalefet partilerinin Erdoğan ile yan yana olan fotoğrafları tartışılırken özellikle DEM Parti'ye yönelik tartışmalar dikkat çekti. 


HDP'nin eski milletvekili Ziya Pir, X hesabından bir yazı yazarak DEM Parti'nin tarihsel misyonuna dikkat çekerek değerlendirmelerde bulundu. 

Ziya Pir'in yazısı şu şekilde:  


Dün DEM Parti eşbaşkanları ve milletvekilleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’la tokalaştı, sohbet etti. Bu kareye bakıp “muhalefet böyle olmaz” diyenler oldu. Oysa bu eleştiriler, siyaseti dar bir muhalefetçilik anlayışına hapsetmekten öteye gitmiyor. 

DEM Parti’nin tarihsel misyonu yalnızca iktidarı eleştirmek değildir. DEM’in öncelikli görevi;
▪ Kürt meselesinde çözüm zemini yaratmak
▪ Baskılar altındaki halka nefes aldırmak
▪ Siyasi tutsakların özgürlüğünü sağlamak
▪ Dağdan ovaya inişleri mümkün kılmak
▪ Çatışma ve ölümleri durdurmaktır. 

Bu hedeflerin hiçbiri sadece bağırarak, protesto ederek ya da yalnızca kürsüden konuşarak gerçekleşmez. Çözümün yolu diyalogdan, müzakereden, muhatapla doğrudan konuşmaktan geçer. Tarih, siyasal sorunların ancak diyalogla çözülebildiğini göstermiştir. 

Dolayısıyla DEM Partililerin Cumhurbaşkanı ile tokalaşması, bir “geri adım” değil; bilakis, siyasetin asli doğasına uygun bir davranıştır. Siyaset, kapıları kapatmak değil, kapıları aralamaktır. Karşılıklı konuşarak çözüm üretilir! 

Siyaset, “nokta koyma” sanatı değildir. Nokta, bitiştir. Siyaset “virgül” koyma sanatıdır. Virgül nefes aldırır, devam imkânı verir, yeni cümlelere, yeni hamlelere alan açar. DEM Parti’nin dünkü tokalaşması bir virgüldü: Devamın mümkün olduğunu gösteren bir virgül. 

Kimi zaman siyasal jestler, sözlerden daha gür konuşur. O tokalaşma görüntüsü, birkaç saniyelik bir sahne olmanın ötesinde, şunu fısıldadı: “Kapılar yeniden açıldı. Konuşmak, müzakere etmek, çözüm aramak artık mümkün.” 

Türkiye’nin ihtiyacı duvarları kalınlaştırmak değil, köprüleri güçlendirmektir. DEM’in yaptığı, bir duvarı yıkıp bir köprüyü ayakta tutma iradesidir. Çünkü Kürt sorununun çözümü de, toplumsal barışın inşası da, sadece diyalogla ilerler. 

Unutmayalım: Barış için atılan hiçbir adım yanlış değildir, küçük hiç değildir. Her adım, geleceğe bırakılan bir işarettir. DEM Parti’nin dünkü adımı, halkına karşı sorumluluğunun, siyasete karşı inancının ve barışa olan ısrarının ifadesiydi. 

O yüzden mesele bir tokalaşma, bir gülümseme değil. Mesele, o tokalaşmanın ardında saklı olan siyasal akıl ve tarihsel iradedir. Ve DEM Parti dün, bu akılla, bir kez daha siyasete virgül koydu. Nokta değil. Virgül.

Haber Merkezi