Dersim'in deprem riski artıyor

Fotoğraf: MA

Asopress - Maraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçti. 11 kentte büyük yıkıma yol açan depremlerin yaraları henüz sarılamazken, jeologlar farklı bölgeler için sık sık uyarılarda bulunuyor. Deprem riskinin yüksek olduğu kentlerden biri de Dêrsim

Kent, Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu, Ovacık ve Malatya fay hatları üzerinde yer alıyor ve bu nedenle birinci derece deprem riski taşıyor. Uzmanlara göre, söz konusu fay hatları 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip. Olası bir depremde kaya düşmesi, heyelan ve taşkın gibi tehlikeler ortaya çıkıyor, bu da kent merkezinin ilçeler ve diğer şehirlerle bağlantı yollarının kapanması anlamına geliyor.

Bu kapsamda, bir süre önce “ağır hasarlı” olarak belirlenen valilik ve adliye binalarının, Munzur Üniversitesi Kampüsü içerisindeki kütüphane binasına taşınmasına karar verildi.

Jeoloji Mühendisleri Odası’ndan Uyarı

Kentteki deprem riskine ilişkin değerlendirmede bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Dêrsim’in bulunduğu coğrafyanın bir çarpışma kuşağı üzerinde yer aldığını hatırlattı. Alan, “Dört tarafı faylarla çevrili bir kent. Bu fayların bir kısmı son 100 yıl içerisinde deprem üretmedi ancak risk yüksek” dedi.

Alan, depremin yanı sıra heyelan, kaya düşmesi ve taşkın gibi tehlikelere de dikkat çekerek, “Dağlık ve genç bir jeolojik yapıya sahip. Bir deprem olursa, depremi tetikleyen heyelanlar da olabilir. 6 Şubat depremlerinde 11 kentte yaklaşık 4 bine yakın konut, heyelan ve kaya düşmesinden zarar gördü” diye konuştu.

Alternatif Ulaşım Güzergahları Şart

Kentteki olası afetlere hazırlık konusunda eksiklikler olduğuna vurgu yapan Alan, kimi hasarlı binaların yıkılmasının tek başına yeterli olmayacağını belirtti. Alan, “Bir afet sırasında ilk yardım ve arama-kurtarma ekiplerinin kente ulaşması sorun olabilir. Bu nedenle alternatif ulaşım güzergahları planlanmalı ve ekiplerin mesafe yakınlıkları ayarlanmalı” önerilerini sıraladı.

Alan ayrıca yetkililere seslenerek şunları ekledi: “Bir risk gruplaması yapılmalı; en acilinden başlayarak kaynaklar doğru planlanmalı. Hepimize, vatandaşa ve yerel yönetimlere sorumluluk düşüyor. Kamu çalışanları, mühendisler, mimarlar, plancılar ve merkezi idare bu sürecin sorumluluğunu üstlenmeli. Hükümet, bütüncül bir Ulusal Afet Politikası oluşturmakla yükümlüdür.”

Kaynak: MA